Sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklıklarındaki ani değişimler, vücudumuzun savunma mekanizmasını zorlamaya başladı. Mevsim geçişlerinde sıkça karşılaşılan yorgunluk, enerji düşüklüğü ve grip gibi enfeksiyonlara karşı uzmanlar, beslenme düzeninde yapılacak stratejik değişikliklerin önemine dikkat çekiyor. Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, bu dönemde uygulanacak en etkili yöntemin “Renkli Tabak Kuralı” olduğunu belirtiyor.
Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalmasıyla biyolojik ritmimiz değişirken, teknolojiblogu.com.tr olarak sağlık ve yaşam kalitesini artıran uzman tavsiyelerini sizler için derledik. İşte sonbaharda bağışıklığınızı zirveye taşıyacak beslenme stratejileri.
Renkli Tabak Kuralı Nedir?
Doğanın sonbaharda sunduğu sebze ve meyveler, aslında vücudumuzun ihtiyaç duyduğu şifayı içinde barındırıyor. Diyetisyen Tuğçe Arabalı, tabaklarda ne kadar çok renk çeşitliliği sağlanırsa, vücuda alınan antioksidan miktarının da o oranda artacağını vurguluyor. Her renk, farklı bir vitamin ve mineral grubunu temsil ediyor. Örneğin; balkabağı, havuç ve pancar gibi kök sebzeler ile ıspanak gibi yeşillikler, içerdikleri A vitamini ve beta karoten sayesinde hücre yenilenmesini hızlandırıyor.
Bağışıklığın Temel Taşları: Vitamin ve Mineraller
Vücut direncinin düşmemesi için belirli vitaminlerin eksiksiz alınması şart. Uzmanlar özellikle şu dörtlüye dikkat çekiyor:
- C Vitamini: Serbest radikallerle savaşarak hücreleri korur. Sonbahar sofralarında nar, kivi, portakal, brokoli ve kırmızı biber mutlaka bulunmalıdır.
- D Vitamini: Güneşin etkisini yitirdiği bu aylarda en sık görülen eksikliktir. Haftada 2-3 kez balık tüketimi, yumurta sarısı ve gerekirse uzman kontrolünde takviyelerle desteklenmelidir.
- Çinko ve Demir: Enfeksiyonlara karşı savaşan beyaz kan hücrelerinin (akyuvarlar) performansını artırır. Kırmızı et, kabak çekirdeği ve kuru baklagiller bu mineraller açısından zengin kaynaklardır.
Doğal Antibiyotikler ve Bağırsak Sağlığı
Beslenme rutinine eklenecek bazı baharatlar ve gıdalar, ilaç niyetine tüketilebilir. Sarımsak, içerdiği “allicin” maddesiyle doğanın en güçlü antibiyotiklerinden biri olarak kabul ediliyor. Bunun yanı sıra zencefil, zerdeçal ve karabiber kombinasyonu, antienflamatuar özellikleri sayesinde hem solunum yollarını koruyor hem de vücut direncini artırıyor.
Bağışıklık sisteminin merkez üssünün bağırsaklar olduğunu hatırlatan Arabalı, fermente gıdaların önemine değiniyor. Yoğurt, ev turşusu ve kombucha gibi probiyotik kaynakları, bağırsak florasını zenginleştirerek hastalıklara karşı bariyer oluşturuyor.
Bitki Çayları ve Yaşam Tarzı Önerileri
Soğuyan havalarda içimizi ısıtan bitki çayları da savunma hattının bir parçası. Ihlamur, adaçayı, zencefil ve kuşburnu çayları günlük rutine eklenebilir. Ancak teknolojiblogu.com.tr okurlarına hatırlatmak gerekir ki; bitki çaylarının aşırı tüketimi bazı ilaçlarla etkileşime girebileceğinden ölçülü olmakta fayda var.
Son olarak, sağlığın sadece tabakta bitmediğini belirten Tuğçe Arabalı, “En güçlü ilaç tabakta başlar ancak yeterli su tüketimi, kaliteli uyku, stres yönetimi ve düzenli egzersiz olmadan tam koruma sağlanamaz. Bağışıklığı güçlendirmeye hasta olduktan sonra değil, mevsim geçişlerinden önce başlamak gerekir” diyerek sözlerini tamamladı.
